25 Eylül 2011 Pazar

Gelincik şerbeti ya da şurubu




Kayınvalideme gittiğim bir gün tattım ilk defa bu şerbeti. "Bir tadına bak, bakalım bilebilecek misin ne olduğunu?" diye de ekledi kayınvalidem bardağı elime verirken. Tadı çok ama çok hoşuma gitti, soğuktu da acayip ferahlatıcı geldi sıcak yaz gününde. Tadından çok rengine hayran oldum aslında. " Ne olduğunu bir kenara bırakalım anne, sen bana bu renkte bir elbise diksene. " dedim, her zamanki gibi güldü kayınvalidem. (Kendisi usta bir terzidir bu arada) Elbette bilemedim ne olduğunu. Erik dedim olmadı, üzüm dedim olmadı tabi. Zaten tahminlerimi sıralarken de sadece atıyordum çünkü tadı tüm bunlardan çok ama çok farklıydı. Meğerse gelincik şerbetiymiş içtiğim. "Hani şu tarlalarda olan gelincik mi? " dedim hayretle. " Evet. " dedi. O zaman anlat bakalım dedim nasıl yaptın bunu. Aslında sadece kulaktan dolma bir şekilde yapmış şerbeti. Normalde her şeyin olduğu gibi ölçüsü  ve de dikkat edilmesi gereken şeyler varmış. O sadece gelincikleri toplamış, dip kısımlarındaki siyah kısımları çiçeğe zarar vermeden koparmış ve yıkamış gelincikleri. Sonra bir şişeye doldurmuş, üstüne su koymuş ve bir miktar limon tuzu eklemiş. Bu şekilde bir hafta kadar beklemiş gelincikler. Sonra çiçekleri süzmüş ve içine göz kararı şeker eklemiş. İşte hepsi bu. Bence yazın mutlaka denenmeli. Aklımızda olsun :)))

                                                                                                                                        Derya

2 yorum:

  1. Canım blogdaşım kesinlikle denenenecekler listesine eklendiler..

    YanıtlaSil
  2. bence de deneyelim yazın çok iyi gider

    YanıtlaSil